09 Temmuz 2008

Anne, ben âşık oldum!

Sevgiyle alakası olsa gerek.

Her şeyi affedebilen kadınlar gördüm. Kör olan kadınlar gördüm. Gözlerini bağışlamak yerine söndürmeyi seçmiş karılar. İlişkilere mahkûm kadınlar gördüm. Sevgilisine tapan cinsten yaratıklar. Onu kendi dünyasının Buda'sı yapan hatunlar. Âşık olan kadınları gördüm. Damardan çekenlerini. Kul köle olanlarını. Öncesi ve sonrasıyla ilişkiyi kesip sadece akışına kapılmış kadınları gördüm ben. Bunlardan var. Sevgilisini tanrılaştıranları gördüm. Aşkın kantarında topuzu kaçıranları gördüm. Modern zamanların aşklarıyla sürünen gerzekleri gördüm. Sevgilisini hayatının odağı yapan sefilleri gördüm. Aşkı yanlış anlamış ahmakları gördüm. Aşkı siklemeyen erkekleri gördüm. Kendi egolarında boğulmuş sersemleri gördüm. İçine göz atmaktan kaçan korkakları gördüm. Biliyorlar ki, bir baksalar geri çıkamazlar o bomboş delikten dışarı. Aşkı delik olarak gören terbiyesizleri gördüm. Aşkı delilik olarak gören küstahları da. Aşk dediklerine ambalaj yapmış, ama anlam koyamamış reklamcıları gördüm. Yalan üniversitesini bile kopya çekerek bitirmiş mezunları gördüm. Kendileri olmayı bilmeyen, sadece rol yapan herifleri gördüm. Taklit edenleri bile gördüm. Birinin üstün olması gerektiğini sananları da gördüm. Sevgilisini üstün görüp ona, kendini üstün görüp kendine aşık olan fanileri gördüm. Denge nedir bilmeyen cahilleri gördüm. Adı üstünde; partner, eş. Aşka âşık olmanın uzun bir tekerleme olduğunu düşünen beyinsizleri gördüm.

Sorun bende olsa gerek.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Ölçüyü tutturmak hakikaten büyük mesele. Dört bir yanda eften püften, seviyesiz ilişkiler var. Elbette ki bu ilişkilerin temel taşı olan, çöllerdeki kum tanelerini aratacak çeşitte de insanlar... Kendimize göre doğru olanı yaptığımız sürece suçlamamalıyız kendimizi. Bilahâre, zamanla sayısı hiç azalmayacak bunların maalesef. Kalemine sağlık...

Unknown dedi ki...

Aşkın tensel çekim olduğunu, işin ruhsal boyutuna indirgendiğinde kutsallaşıp sevgiye dönüşeceğini, yılların bunu alışkanlığa çevireceğini kısaca aşk diye bir şey olmadığını ne zaman anlayacaksınız a dostlar?

pospolen dedi ki...

Melissa iyi hoş demişsin de, ispatı mümkün olmayan bir şeyin, aksini ispatlamak ne kadar mümkündür ki?

Unknown dedi ki...

Neye inanmak istediğinize göre kanıt değişir sevgili pospolen. Bu şekilde her iki tez için de:iddealarımızı varsayımlarla destekleyebiliriz:)

Unknown dedi ki...

İnandığın bir şeyle uzun zaman asla karşılaşmadan acı çekmek mi, inanmadığın bir şeyin varolduğunu gördüğün an mutlu olmak mı? İkincisini yaşadım ve birinci ihtimal yüzünden yıllarca acı çekmekten kurtuldum. Buyrun kanıt.

Şehirli Derviş dedi ki...

Bu kaçıncı kez kızım!
Sen aşık değil kaşar oldun!
Fareler kemirsin emi seni...
diye gider bu başlık